“Türkiye’nin yarısı oyuncu! Cast direktörlüğü, menajerlik ve ajans için denetim şart! Sektörün kronik yarası vefasızlık! Abiler, yeğenler hemen menajer oluyor! Sektörde ağır bir çeteleşme var. 3-5 kişinin tekelinde dönüyor. Sanırım yakında herkes patlayacak!”
Bu hafta Türk dizi ve Sinema sektörünün önemli isimlerinden cast direktörü ve menajer Berna İçöz konuğumuz. Kendisiyle gelişen dizi, tiyatro, sinema, reklam ve cast ajansları, oyuncular, yapımcılar, menajerlik, yönetmenler kısaca sektöre ilişkin sosyokültürel anlamda keyifli bir röportaj gerçekleştirdik.
Berna İçöz öncelikle hoş geldiniz. Sinema, televizyon, dizi, reklam ki bugün artık internet tamamen görsele hitap ettiği için, genellikle bu büyülü dünyanın kamera önünde görünen aktörleri ve aktrislerini tanıyoruz. Oysa bu büyülü dünyanın arka planında, keşfinde tuzu olan gerçek kaşifler ve asıl kahramanlar var. Sizde onlardan birisiniz. Henüz sizi keşfetmeyenler ve yeni tanıyanlar için biraz kendinizden bahsedebilir misiniz?
-Merhaba. Ben teşekkür ederim beni konuk ettiğiniz için. Bu konuda biraz doluyum 😄
-Ben, ömrünü tiyatroya adamış bir babanın kızıyım. Tiyatroda doğdum, tiyatroda büyüdüm. Babam vefat ettikten sonra, oyuncu bir arkadaşımın yüreklendirmesi ile bu sektöre girdim. Önce menajer olarak başladım ama bu benim ruhumu tatmin etmedi, çünkü bu biraz daha pazarlama işiydi bizim ülkemizde. Ben üretmeliydim ve cast direktörlüğü benim için tam istediğim işti. Tabii ki tiyatro ile sektör arasında çok fark vardı ve çok zorlandım ama kendi doğrularımdan ödün vermeden ve tiyatronun ve babamın öğretileri ile cast direktörlüğünü gerçek anlamda yaptım.
-Çünkü sektörde cast direktörünün anlamı, yapımcı ve oyuncu arasında ki bağlantıyı kuran, bütçe pazarlığı yapan kişi gibi görülüyor ne yazık ki. Oysaki cast direktörü bir film ve dizi için çok önemlidir. Senarist yazar, biz o karakterlere can veririz, yönetmende o dünyayı kurar.
-Ama maalesef şu an herkes cast direktörü ve menajer. Artık bu gidişata dur denmeli. Bunun bir sınavı olmalı. Hepimiz bir sınavdan geçip elenmeliyiz, önüne gelen bu işi yapmamalı. Menajerlik yapmıyordum. 3 yıl önce baktım ki, çok yetenekli eğitimli gençler var ve şans verilmiyor. Sektör tabiri ile noname (bana göre yanlış, herkesin bir ismi vardır) bana göre deneyimsiz oyuncuların menajerliğini üstlendim. Çünkü onlarla heyecanlanmak, emek vermek, başarıyı birlikte yakalamak beni çok daha fazla mutlu ediyor. Sektöre 2-3 başrol isim kazandırdım. Onlarla da gurur duyuyorum.
Birçok bilinen film projelerinin cast direktörlüğünü yaptınız? En keyif aldığınız iş hangisi oldu?
-Hepsi desem çok klişe olacak ama inanın hepsi benim için aynı. Çünkü her yaptığınız cast sizin çocuğunuz gibi oluyor. En zorlandığınız sorusu benim için çok daha kolay. Oğlum Baran İçöz’ün filmlerine cast yapmak en zoru. Çünkü güzel kız yakışıklı erkek olmadığı için derdi, tam yazdığı karakteri bulmak zorundayım ve çok zor onay alıyorum ondan 😄
Eskiden oyuncu olmanın yolu, dönemin magazin dergilerinden (Ses Dergisi) sinema artisti yarışmalarından, güzellik yarışmalarından geçerdi. Biliyorsunuz yıllarca Yeşilçam Sineması, Türk Sineması ve televizyon sektöründe “Şöhret, yönetmenin yatağından geçiyor” şeklinde yakıştırmalar yapıldı. İşte tam da bu noktada cast direktörü ya da menajerlik oyuncuları çeşitli tehditlere karşı koruyor mu sizce? Türkiye’de Cast direktörlüğü tam olarak ne zamandan beri var?
-Söz ettiğiniz dönemi babam ile çalışmamdan dolayı iyi bilenlerdenim. O zaman yarışmaların bir kalitesi, zarafeti vardı. Yönetmenin yatağından geçmek sizce o zamanda mı kaldı😁?
-Şu an Türkiye’nin yarısı oyuncu, buna emin olun ya da oyuncu olmak istiyorlar. Cast direktörü olarak oyuncuyu korumakla değil, oyuncuyu sunmak ve seçmek ile ilgileniyoruz. Menajer olarak tamamıyla oyuncumuzdan sorumluyuz.
-Ben hep empati yaparım ve çalıştığım oyuncu dostlarımı kendi çocuklarım gibi düşünürüm. Zaten ilk sorduğum, gerçekten oyuncu mu olmak istiyorsun yoksa ünlü mü? Ünlü diyenlere teşekkür ederim. —Sanırım yine tiyatrodan geldiğim için oyuncu benim için değerlidir ve %20 olarak görmem. Ben kaşe lafını bile hala kullanamayanlardanım. Emeğinizin karşılığı diye sorarım. Kısaca ben bu işi önce sanat sonra ticaret olarak görüyorum.
Türkiye’de Cast direktörlüğüne “ajans” adı veriliyor. Bir kesim de “cast ajansı, mankenlik ajansı” diyor. Birde basına çıkan haberler var mesela! Günümüzde hala cast ajansları çeşitli başlıklar altında kayıt parası alıyor mu? Piyasada deyim yerindeyse sadece kayıt paralılarından milyonlarca lira kazanan adı sanı hiç duyulmamış sözde cast ajansları var? Neler söylemek istersiniz?
-Bu beni en çok üzen konu! Cast direktörlüğü ajans değildir. Bana da direkt sosyal medyadan gelen sorular bu yönde. Ajansınız nerede, nasıl kayıt olabiliriz, ne kadar ödeyeceğiz? O kadar alıştırılmışlar ki, umut vererek oyuncu olmak isteyenleri sömürmeye…
-Bir bedel ödenir ajansa ve oyuncu olunur. Bu kadar basit! Tabii ki çok düzgün çalışan ajanslar var. Cast direktörü olarak bizim de onlara ihtiyacımız var. Ama bu o kadar az ki, Türkiye’nin her yerinden kayıt ücreti alıp, seni şu dizi de bu filmde oynatacağım diyen çok umut taciri var.
-Yazık değil mi? Hepsi çok genç ve umutlanıyorlar. Hiçbir zaman, olmayacağını hissettiğim oyuncu adayına umut vermedim. Onu kırmadan vazgeçirmeye çalıştım. Yine az önce söylediğimi ısrarla söylüyorum. Cast direktörlüğü, menajerlik ve ajans için denetim şart.
Cast ajansları oyuncuları nereden bulur? Cast ajansı oyuncu mu figüran mı yetiştirir? İnsanların cast ajanlarını yanlış kodladıklarına dair bir his var içimde. Yılların deneyimine sahip birisi olarak siz bu konuyu açığa kavuşturur musunuz?
-Cast ajansları oyuncu aramaz çünkü başvurular gelir. Gerek mail ile gerek kişisel ilişkiler ile. Eğitim bambaşka bir şeydir. Maalesef bu da çok ticarete döküldü. Doğru eğitim verilmezse yanlışı düzeltmek zordur. Cast ajansları eğitim veremez bunun için yeterli değildir.
-Ama maalesef, geçen kış bir figürasyon ajansında ekip başı olan bir arkadaşımızın oyunculuk eğitimi verdiğini öğrendim ve bunun üzerine, “Berna İçöz Oyunculuk Akademisi’ni” kurdum. Biz diyoruz ki, oyunculuk vaat etmiyoruz, oyunculuk öğretiyoruz.
Türkiye’de cast ajanslarına kayıtlı kaç kişi vardır sizce?
-Bunun yaş ortalaması olmadığı için, gelen ajans ve menajer sunumlarından biliyorum. İnanın 7’den 70’e Türkiye’nin yarısı oyuncu. 5 ay önce bana gelen sosyal medyadaki mesaj daha iyi anlatır.
“Bir beyefendinin 25 gün önce kızı olmuş ve dizilerde nasıl oynatabilirmiş?” Daha ne diyebilirim ki?
Dünya değişiyor. Yeni yetenekler mi sizi bulmalı? Yoksa siz mi onları? Şimdilerde bu iletişimi nasıl sağlıyorsunuz?
-Yeni yetenekler beni buluyor. Özellikle deneyimsiz oyuncu uğraşı istediği ve sektördeki menajerler ilgilenmediği, yetişmiş oyuncunun getirisine baktıkları için onlar bana ulaşıyor ve olabileceklerle yola devam ediyoruz.
Sektörün kronik yarası nedir? Açıkça belirtmeliyim sizi sırtınızdan vuranlar oldu mu? Bir de kapalı kapılar ardında mafyacılık, tekelcilik gibi özel güçlerden ve baskılardan bahsediliyor doğru mu?
-Sektörün kronik yarası vefasızlık! Sektörde ağır bir çeteleşme var. 3-5 kişinin tekelinde dönüyor. Eğer cast direktörü değil sadece menajerlik yapıyorsanız işiniz çok zor. Çünkü o 3-5 kişi castı yaparken, kendi oyuncularını ya da kendi dostlarının oyuncularını alıyor, ancak kendilerinde yoksa menajerlere brıef atılıyor. Çünkü sunumu biz hazırladığımız için yönetmene ya da yapımcıya biz kimi sunarsak onu görüyorlar ve bu konu şu an çok aramızda konuştuğumuz rahatsız olduğumuz bir konu.
-Sanırım yakında herkes patlayacak. Yurt dışında biliyorsunuz ki sendikalar var ve cast direktörleri o sendikalara bağlı. O sendika görev veriyor ve herkes eşit çalışıyor. Burada ki gibi torpille kimse iş almıyor. Bizde iyi olmanın önemi yok. Yıllar önce bölüm oyuncusu aldığım ajans sahibi, nasıl olduysa birdenbire cast direktörü oldu ve hatırı sayılır işler yapıyor ve biz işi iyi bilenler haklı olarak isyan ediyoruz.
Arık piyasada top ünlülerin menajerliğini eşleri, kardeşleri yapıyor neden? Casting direktörü ile menajer kavramı biraz iç içe girmiş sanki! Aydınlatabilir misiniz?
-Bunun nedeni, ünlülerin menajerlik yüzdeleri de iyi bedeller olduğu için, para yabancıya gitmesin mantığı😁 dediğim gibi abiler, yeğenler hemen menajer oluyor. Ne kadar basit değil mi? Menajer bambaşka bir olaydır. Sadece iş bulmak değildir.
-Cast direktörü ile iç içe geçmesinin nedenini az önce farkında olmadan yanıtlamışım. Çünkü çeteleşme var ve cast direktörü değilseniz, oyuncunuzu bir dizide görme ihtimaliniz çok büyük şans.
Özellikle dizi sektöründe son 5 yıldır güzel kız, kaslı yakışıklı erkek sendromu var. Ne zaman sona erecek bu furya? Ekranda olmak için güzellik ve yakışıklılık şart mı? Bu durum meslek hayatınız boyunca bir kriter oldu mu?
-Benim en ağır eleştirdiğim konu bu. Oyunculukta güzel kız yakışıklı erkek mantığı bana hiç uymuyor. Çünkü oyunculuk bambaşka bir olaydır. Benim için karakter oyuncusu değerlidir. Başroller gelip geçicidir ve başrol oynamak için yurt dışında çok güzel ve yakışıklı olmanız gerekmiyor.
-Bizde rating denen bir olay olduğu için dizinin süslemesidir onlar. Alt kadroda onları besleyen oyuncular olmalıdır. Oyunculuk doğallıktır. “mış” gibi yapamazsınız! O karakter olmalısınız! Dışarı çıktığınızda herkes çok mu güzel çok mu yakışıklı? Doğallıktan uzak, hepsi birbiri ile aynı isimleri değişik olan bir dizi ve sinema filmi furyası içindeyiz.
-Hatırlarsınız, oyuncumuz Can Yaman bir ödül töreninde spor hocasına teşekkür etmişti. Aslında doğruydu teşekkürü. Ödül kaslara idi😁 Ama dizinin başarısını da kutlamak gerek, demek ki doğru olan onlar. Ben dediğim gibi biraz işin sanatsal kısmından çıkıp, daha ticari bakmayı öğrenmeliyim😄
Yapımcı, yönetmen ve senaryo ile çatıştığınız oldu mu?
-Tabii ki oldu. Eğer yanlış bir castı hatır için o diziye koymamı istiyorlarsa ben de doğru bildiğimi söylerim. Ama kazanan hep yapımcı olur. Yönetmen senarist de değil😁 Ben “Milat” dizisini hazırlarken, ilk sunduğum oyuncularla ve TV’de izlediğim oyuncular arasında,4 kişi hariç büyük fark vardı.
Bu projenin castını bana verselerdi dediğiniz film projeleri oldu mu?
-Kötü işler için oldu. Çok yanlış castlar yapılıyor. Ünlü isimleri bir araya getirmek doğru cast yapmak değildir. Çok ince detaylar vardır. Karakter uyumu, oyuncular arasında ki enerji uyumu başrollerin birbirine yakışması gibi. Cast direktörü, castı karakter analizini okuyarak yapmamalı sadece. Senaryo çalışılmalı. Karakter analizini, karakter çözümlemesini iyi bilmeli. Ben iyi cast gördüğümde, o işi yapan cast direktörüne mesaj atan kutlayan biriyim.
Bütün oyuncular audition vermeli mi? Audition ile neyi test ediyorsunuz?
-Bütün oyuncular audıtıon vermeli. Ama doğru audıtıon. Bizde ki gibi, ağzında sakızı ile oyuncunun tüm motivasyonunu düşüren, işi bilmeyen kişilerin çektiği gibi değil, önce oyuncuyu rahatlatıp, enerjisini yükseltip uğraşarak audıtıon alınmalı. Ayrıca şimdi açılan kurslar gibi bunun bir tekniği falan da yok. Bunlar ticari kurslardır. Bunu da belirteyim. Ünlü dediğimiz oyuncular da audıtıonu, o karaktere uyumu ve birlikte oynayacağı rol arkadaşı ile uyumunu görmek için vermeli.
Türkiye’de yapımcı ve yönetmenler casting öneminin farkındalar mı?
-Hiç farkında değiller. Tabii her yönetmen değil. O kadar hazıra alışmışlar ki, bir yerde hangi karakteri oynamışsa, nerdeyse hayatı boyunca, dizinin, yapımın adı değişiyor ama o aynı karakteri oynuyor. Dizilerde hiç yeteneğini farkına varamadığımız ama tiyatro sahnesinde devleşen çok oyuncu var. Ben ters köşe yapmayı seviyorum.
Parası olan yapımcı, yönetmen ve oyunculuğa soyunuyor. Şöhret dünyasında hepimize yer var mı? Bu işler bu kadar kolay mı?
-Maalesef kolay oldu. Sevgilim oyuncu olmak istedi film çektim, sizin dünyanızda çok eğlenceliymiş diyen kişiler tanıdım. Tabii ki çok saygıdeğer yapımcı ve yönetmenlerimiz var. Bu onlara büyük haksızlık! Savunduğum hep şu; bu iş bu kadar kolay değil, bir izin verin de işi bilenler yapsın. O gelip geçici şöhretler ağır bedeller ödüyor sonunda.
Casting sektörü özellikle çocuk castı konusunda uzmanlaştı mı?
-Çocuk castında gerçekten iyiyiz. Çok yetenekli çocuklar ve bu çocuklara iyi eğitim veren yerler var.
Teşekkür etmek mi? Takdir edilmek mi?
-Kimin takdir ettiğine bağlıdır. Eğer takdir eden kişi, işimi, kişiliğimi gerçekten görüp takdir etmişse bu beni onere eder. Ama az önce örneğini verdiğim, ajans iken cast direktörü olan kişi takdir edecekse, “sen kimsin ki, haddini bil” derim. Teşekkür etmek ise gramatik bir alışkanlıktır.😄
Özgünlük mü? Taklit mi?
-Özgünlük diye bir şey yoktur. İyi taklit ve kötü taklit vardır sanat her zaman içteki ve dıştaki şeylerin mimetik bir faaliyeti olagelmiştir.
Sanat mı? Para mı?
-Bu soruya yanıtım tabii ki sanat. Para yaşamak için araç. Tiyatro oyuncusu olan dostlarıma dediğim gibi, tiyatro ruhunuzu diziler karnınızı doyurur.
Kalıcı olmak mı? Voleyi vurmak mı?
-Kalıcı olmak üretmekle ilgilidir. Tabii ki kalıcı olmak!
Kış mı? Bahar mı?
-Ben baharları severim ama çocukluğumda ki baharları. Şimdi o da kalmadı. Birdenbire kış birdenbire yaz oluyor.
Birazda özel yaşamınıza ilişkin konuşalım.
-Benim özelim oğlum.18 yaşında anne oldum ve 32 yaşında oğlum var. Kendisi akademisyen ve yönetmendir. Ondan çok şey öğrendim. Beraber büyüdük! Anne ve baba olmanın mutluluğunu yaşattı. İkisi de bendim. O da çok güzel bir yol arkadaşı oldu. Hayatta ki en büyük desteğim. Belki de güçlü olma nedenim. Özel yaşantım yine iş benim için. İşkolik bir kişiyim.
Yeni projeleriniz var mı? Biraz bunlardan bahseder misiniz?
-İki sinema filmi cast direktörlüğü ve bir dizi film castına başladım. Uzun süredir dizi film almıyordum. Aylarca emek veriyorsunuz ekip olarak ve 3 bölüm sonra bitiyor. Bu çok yordu. Sinema filminde böyle kaygınız yok ve daha kalıcı.
-Bir de şirketimiz Lokomotif Cast Yapım, bir yapım şirketidir. Yapım olarak da bir sinema filmi sürprizimiz var. Bir de babam adına kurduğum tiyatrom var. “Yılmaz İçöz Tiyatrosu” onunla da perdelerimizi açacağız yeni sezonda.
Pandemi dönemi. Hayat neye benziyor? İnsanların akıl sağlığı yerinde mi sizce?
Pandemi dönemi zordu. Ben 11 yıldır ilk kez 3 ay çalışmadan oturdum. Umut ve umutsuzluk, korku arasında hepimiz gittik geldik. Hayat, ölümümüze kadar edinmek durumunda olduğumuz deneyimlere tolere geliştirme becerimizdir. Dünyaya her zaman ‘akıl sağlığı ‘bazı otoriteler tarafından yerinde olmadığı etiketi yapıştırılanlarca yön verilmiştir.
Okuyucularımıza ve dünyaya mesajınız?
Biraz kibirliyim ama dünya mesaj verecek kadar da kibirli değilim😄